KİMİN İHTİYACI VARSA ORADADIR
ŞANSLI KEDİ VESSELAM
New York’ta Metropolitan Sanat Müzesi yararına her yıl düzenlenen ve dünya modasının en önemli etkinliği olan MET Gala, 2019’da 85 yaşındayken vefat eden Alman modacı Karl Lagerfeld onuruna önceki akşam düzenlendi. Teması “Karl Lagerfeld: Bir Satır Güzellik” olarak belirlenen gecede yıldızlar, Lagerfeld’in tarzını yansıtan kıyafetlerle boy gösterdi. Chanel ve Fendi gibi markaların baş tasarımcısı olan Lagerfeld’in stili olan siyah-beyaz renkler, geniş ikonik yaka, deri eldivenler ve inciler davetlilerin giyiminde ön planda olurken, galaya modacının ünlü kedisi “Choupette” damga vurdu.
Met Gala’lara çoğunlukla sansasyonel kostümlerle katılan ABD’li oyuncu Jared Leto, Lagerfeld’in çok sevdiği kedisi Choupette’in kostümüyle geldi. Aynı zamanda yapımcılığını üstlendiği biyografik filmde Lagerfeld’i canlandıracak olan Leto, galaya geldiğinde kimliğini gizledi. Oyuncu, kedi kafası şeklindeki başlığı çıkardığında kendini ifşa edince herkesi şaşırttı. Kedilerinden birinden ilham alarak “Doja Cat” sahne ismini seçen ABD’li rapçi Amala Dlamini de Choupette’e ithafen kedi kostümü ve makyajıyla galaya katıldı. Paris’te bakıcısıyla yaşayan “Birman” cinsi 11 yaşındaki kedisi Choupette, davete katılmadı. Ancak bakıcısı Françoise Caçote, sosyal medyada kedinin ağzından yaptığı açıklamada Met Gala’yı organize edenlere teşekkür etti ve, “Birçok kişi beni Met Gala’nın kırmızı halısında babama saygı duruşunda bulunmaya davet etti ama biz evde olmayı tercih ettik. Hayattan ayrıldığından beri her gün babamı anıyoruz” dedi. Lagerfeld, çok sevdiği kedisi Choupette’in bakımı için 1.3 milyon sterlinlik miras bırakmıştı.
KÜÇÜK DOKUNUŞLAR
Adamın biri sabaha karşı okyanus sahilinde, güneşin doğuşunun keyfini çıkarmak için sahile inmiş. Uzakta sahilde birini görür. Biraz yaklaştığında sahile vuran deniz yıldızlarını okyanusa atan bir çocuk olduğunu fark eder. Çocuğa yaklaşarak sorar:
-Deniz yıldızlarını neden okyanusa atıyorsun?
Çocuk der ki:
– Güneş yükseldi, sular çekiliyor. Onlarısuya atmazsam susuzluktan ölecekler.
Adam devam eder:
– Sahil kilometrelerce uzanıyor ve binlerce deniz yıldızı var, hangi birini atacaksın. Ne fark edecek ki?
Çocuk, adamı dinledikten sonra bir deniz yıldınızı daha okyanusa atar ve cevap verir:
– Bu deniz yıldızı için fark etti.Onun için çok şey değişti.
İşte böyle bir şey.
Çocuk atabildiği kadar, deniz yıldızlarını denize atarak onlara ikinci bir hayat şansı vermeye çalışmaktadır.Küçük destekler herkesin hayatını değiştirebilir.Yaşadığımız günlük hayatın içinde mücadele eden, başarılı olmak ve hedeflerine ulaşmak için didinen çok sayıda insan bulunmaktadır.Bu gayret içinde bulanan, çabalayan insanlara yardım ederek belki de onların başarılı olmalarını sağlayabiliriz. Önlerini kapatan sorunlara, küçük dokunuşlar yaparak, onların yollarını açabiliriz. Bizim için küçük olan bir dokunuş ve katkı, başka insanların hayatları için büyük değişim, dönüşüm ve gelişim sağlayabilir ve onları hedeflerine ulaştırabilir.
ŞİMDİ MISIR DÜŞÜNSÜN
Ülkemizin yaşadığı en zor anlarda bile “benim bir hayatım var” mottosunu gözlerimizin içine sokan, Şeyma Subaşı nihayet evlendi ve soyadını da Alsaloussi olarak değiştirdi. Umudumuz bundan sonra Ortadoğu ve Mısır sosyetesinin içine kaynaşması ve bize soluk aldırması. Yaptığı partiler, danslar ve yaşam tarzıyla oradaki magazincilerin çenesini meşgul etmesi ve zaman kaybı yaratması. Şimdi onlar düşünsün bakalım!
CAMDAKİ KIZ YOLUNU ŞAŞIRDI
Camdaki Kız başladığı zamanlar benimde ilgiyle izlediğim bir diziydi. Ama son haftalarda kadının aşağılanması, kuma meselesi, iki kadının birbirini kabul etmesi, kadının adamdan ikinci kadın için ve kocası eve gidip gelsin diye acele boşanması, birlikte börekler yenmesi, kahveler içilmesi, Hayri’nin pişmiş kelle gibi sırıtan suratı inanılmaz irite etmeye başladı. Özellikle kadınlık yerlere vurulmuş durumda. Evet belki gerçek bir hikaye olabilir, evet belki şu anda da böyle hayatlar olabilir. Ama bunun ekrandan gözlerin içine sokulması, milyonlara izletilmesi, ve bazı kişilerin bundan pay çıkarıp uygulamaya geçeceği düşünülürse feci yanlış bir yol… Bitiyormuş… En doğru karar. Çünkü anlaşılan artık senaryo tıkandı ve saçmalıklar sinsilesi artıyor.
’’VOLTA NEW YORK 2023’’ ÇAĞDAŞ SANAT FUARI
Uluslararası sanat arenasında adından sıkça söz ettiren Kadir Akyol ve çağdaşsanatın göze çarpan isimlerinden Oben Yılmaz’ın eserleri dünyanın en önemli sanat fuarlarından birisi olan VOLTA New York’ta Türkiye’yi temsil ediyor.
17-23 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve dünyanın dört bir yanından önemli sanat galerilerini yer aldığı fuarda, Kadir Akyol’un doğu ve batıyı birleştirmeye yönelik gelenekselden evrensele dair üretimleri farklı dönem, kavram, mitolojik sembollerle sanat tarihinde yer alan eserleri post prodüksiyon melez bir yapı içerisinde yeniden ürettiği ,”Inception” adlı serisi, Oben Yılmaz’ın “Liminal Space” kavramı içinde kentleri kendi algısı ile tuval üzerine yorumladığı işleri Gama Art Gallery stantında uluslararası sanatseverlerin izleniminde olacak.Kadir Akyol portrelerine, değişimin kaçınılmazlığını, insanın uyum sağlama gücünü, şimdiki zamanın enerjisini yükler. Eserleri izleyici ile diyalog halindedir. İzleyeni ile içten ve nezaketli bir etkileşim kurmaya zorlar. Oben Yılmaz eserlerinde Eşik (arada kalmışlık) kavramını, bulunduğu noktadan ulaşmak istediği noktaya kadar olan süreci, varmak istenilen noktaya telaşla değil sükunetle ilerlemeyi yansıtır. Oben Yılmaz, “Liminal Space” kavramı içinde tuval üzerine akrilik işlerinde kendi algıladığı kentleri yine kendi yorumuyla betimliyor. ’’Bize tanıdık gelen ve kendimizi rahat hissettiğimiz bir alandan çıktıktan sonra bir sonraki aşamaya ve alana geçmeden önce içinden geçtiğimiz alanlara liminal alanlar deniliyor, kontrol sağlayabilme, geçişe hazırlanma ve kendini güvende tutma güdüsü barındırır. Rahatsız edici ve kaygı uyandırıcı bir yanı vardır. Bulunduğunuz noktadan hedeflediğiniz yere gidebilme süreci tam olarak buna karşılık gelir. “Eşik” arada kalmış mekanlardır, yeni yaşama planladığımızdan daha çabuk geçme arzusu uyandırır. Resimlerimde insanlar binaların içinde yer almaz, ya hiç yokturlar ya da bir eşikte bekliyorlardır. Yaşam kontrol edebildiğimiz bir döngü değildir. Mücadele ederken uyum göstermekte son derece naif bir kabulleniştir’’. Kadir Akyol’un ”Inception” adlı yeni seri çalışmaları doğu ve batıyı birleştirmeye yönelik gelenekselden evrensele dair üretimleri farklı dönem, kavram, mitolojik sembollerle, sanat tarihinde yer alan eserleri post prodüksiyon melez bir yapı içerisinde yeniden üretimleriyle rüya içinde başka bir düşü zaman/mekanın kaybolduğu kültürler arasındaki disiplinler arası söylemi geliştirmeye olan bağlılığının bir tezahürüdür. Sanat tarihinde portre geleneğinin mirasını, olağanüstü zenginlikte bir kaynak olarak kullanan genç sanatçıyı öne çıkaran, farklı tarihsel dönemlerden ve kültürel bağlamlardan seçtiği imgeleri, son derece özgün bir dille bir araya getiriyor olmasıdır. Tuvallerinde popüler kültürün ve geleneksel yaşantının, popüler olanın ve modern resmin, lirizmin ve ironinin unsurları dinamik bir uyum içinde yan yana/iç içe geliyor.
DEPREMZEDELER İÇİN ‘ÇABA’LAMAYA DEVAM
Toplumun ihtiyaç duyulan her alanında gerçekleştirdiği yardım faaliyetleri ile bugüne kadar pek çok projeye imza atan ÇABA Derneği’nin gelenekselleşen kermes etkinliği bu sene 12’inci yılını kutluyor. Her yıl heyecanla beklenen etkinlik 2 Mayıs tarihinde Four Seasons Hotel Bosphorus’da Türkiye’nin önde gelen markalarının katılımıyla başladı. Dernek Başkanı Eda Kosif, yönetim kurulu üyeleri ve tüm ÇABA gönüllüleri ev sahipliğinde, birçok marka standıyla kermeste yerini aldı ve bu sosyal sorumluluk projesine destek oldu. ÇABA Derneği gönüllüleri, binlerce ziyaretçinin katılımıyla depremzede çocuklar için Çaba'ladı. ÇABA Genç üyelerinin organizasyon desteğiyle gerçekleşen kermes, güçlü markaların yapacağı etkinliklerle de konuklara keyifli bir gün yaşattı. Baharın karşılanacağı etkinlik bu yıl deprem bölgelerinde aktif çalışmalar gerçekleştiren ÇABA Derneği’nin yine bölgedeki yardım ve dayanışma projelerine aktarılacak. Bölgedeki çocukları sevindirmek, el uzatmak ve hayatın neşesini geri getirmek için çabalayan dernek, 12. Alışveriş Şenliği’nden elde edilecek geliri, Kahramanmaraş ve Adıyaman’daki deprem bölgesi ÇABAÇAM eğitim birimleri ve Hatay’da yapılması planlanan kalıcı Çaba İlkokulu projesine aktaracak.
MUTSUZ KADINLARIN SESİ
Yapımcılığını Çekirdek Yapım Alper Aksoy’un üstlendiği “Grabuna” filminin oyuncuları seti bitirir bitirmez basın toplantısında bir araya geldi. Farklı senaryosu ile oldukça ilgi çekeceğe benzeyen filmin senaryosu Ergin Kılıkçıer’e ait iken filmin yönetmen koltuğunda ise Tolga Savu oturuyor.
Başrollerini Öykü Gürman ve Hakan Akgün’ün paylaştığı, oyuncu kadrosunda ise Bahtiyar Engin, Kaan Yılmaz, Mehtap Bayrı, Ramiz Mullamusa, Ergin Kılıkçıer ve Özlem Gezgin bulunan filmin basın toplantısında Mehtap Bayri, filmin konusunun aslında bir kadın dramı olduğunu Öykü Gürman’ın ise mutsuz kadınların sesi olacağını söyledi. 1960’ların sonunda, arkeolog Önder Ankara’dan Edirne Keşan’ın Grabuna kasabasına müzenin geçmiş tarihini raporlamak üzere görevlendirilir. Bu görev Önder’in yaşadığı büyük hayal kırıklıklarından kurtulup bir nebzede olsa nefes almasını sağlayacaktır.
Müzeyi envantere geçirmek üzere çalışmalara başladığı sırada mutluluğu henüz tatmamış olan İpek’le karşılaşır ve onunla büyük bir aşk yaşamaya başlar. Başrollerini Öykü Gürman ve Hakan Akgün’ün paylaştığı filmin oyuncu kadrosunda Bahtiyar Engin, Kaan Yılmaz, Mehtap Bayri, Ramiz Mullamusa, Ergin Kılıkçıer ve Özlem Gezgin bulunuyor.
ROTA HESAPLANIYOR
Rota Hesaplanıyor - Kendine Dönüş Başladı bu haftaki kitap önerim. Destek yayınlarından yeni çıktı. Sibel Uzun çok sade rahat okunur bir dille yazmış. Tanıtım bülteninden ilgimi çekti ve kısa sürede bitirdim.
“SEN ONLARDAN FARKLISIN ÇÜNKÜ HER İNSAN BAŞKA BİR DÜNYADIR.”“Kendi ışığından korkma. Hayatında tek bir engel var o da sensin. Artık kendi önünden çekilmelisin. Öğretilmiş ve koşullanmış tüm alanları görmeli, kendini kendine ifşa etmelisin. Hayallerinden ve arzularından vazgeçme, önünden çekil. Sen kaostan ibaret değilsin, kendini yanlış yerde arıyorsun, önünden çekil. Kötü değilsin, çirkin değilsin, başarısız değilsin, yetersiz değilsin, değersiz değilsin, iradesiz değilsin ve çaresiz değilsin... Önünden çekil.Unutma canım cevherim, inanç, cesaret, güven en güçlü yol arkadaşın. Hakikat haktandır. Hakikatin varlıktaki yok oluşun olsun. Kendi sırlarına adım atman, zaferin olacak. Acınla yüzleştiğin zaman kendine acımak yerine “Kendim için ne yapabilirim?” sorusunu sormak dahi zaferin olacak.” Keyifli okumalar diliyorum.
MUTLU VE HEYECANLI
Ay Yapım ve Kanal D "Yargı 3. sezonda sizlerle" diyerek yeni sezon müjdesi verdi ve bende havalara uçtum.Her hafta heyecanla beklediğim, muhteşem ekibi ve muhteşem senaryosula hepimizi içine alan dizi devam ediyor.Umarım Ilgaz’ın yaşadığı ortaya çıkar ve bunu planlayanlar bu hafta yakalanır, Ömer ömür boyu içeri girer ve bizde bu yazı huzurla geçiririz.
Sevgi ve ışıltınızla kalın.