YORUM | Sörloth daha ne yapsın?

Trabzonspor, uzun süre liderlik koltuğunda oturan güçlü bir rakibini yenerek şampiyonluk yolunda bir adım daha attı. Alınan üç puan çok değerli fakat başka bir kazanım ise Costa’dır. Trabzonspor'un aksayan en önemli bölgesi defans hattı. Herkesin hemfikir olduğu bu eksik bölgeye alınan Costa'nın nasıl bir performans sergileyeceği merak ediliyordu. Hazır olmadığı iddialarını çürüterek sırıtmadığı bir maç çıkardı. Üç puan gibi Costa’nın kazanımı da çok önemli. Costa, Sivas maçındaki performansıyla 11’de bana da yer açın dedirttirmiştir. Maçın kaybı ise; Mikel’dir. Mikel çok görünmese de takıma oldukça faydalı bir oyuncu. Zorlu bir fikstür ile karşı karşıya kalan Trabzonspor'un haftaya Beşiktaş maçında ‘Mikel’siz oynayacak olması özellikle orta alanda nasıl bir futbol sergileyeceğini ve Hüseyin Hoca’nın nasıl bir önlem alacağını şimdiden düşündürüyor. Nwakaeme’nin erken çıkması da Sivas maçı özelinde bir kayıp sayılabilir. Nwakaeme’nin takıma katkısı ve etkisini söylemeye gerek yok. Çok önemli bir oyuncu. Bu tarz oyunculardan maksimum fayda sağlanılması gerekir. Kuşkusuz yedek kulübünde bekleyen star oyuncun Sturridge’den de. Guilherme’nin daha kontrollü oyun sergilemesi takımdaki yeri ve geleceği açısından önemli. Bir hoca bir oyuncuyu gelir gelmez takıma monte ediyorsa o oyuncunun da mazeretsiz bekleneni vermelidir. Aynı şekilde Ndiaye de pas tercihlerinde daha dikine düşünmelidir. Futbolcu özelinde saydığım bu eksiklerle yazının başlığına gelmek istiyorum. Peki Sörloth daha ne yapsın? Türk ve dünya futbol tarihinde gözde oyunculara taraftarlar tarafından çok çeşitli takma adlar yakıştırılmıştır. Bu adları ilk kim bulur ve söyler ayrı bir merak konusu. Fakat uzun yıllar üstüne kişiliği ve futboluyla bir oyuncu kısa sürede Trabzonspor ile bu kadar anlamlı örtüşmemişti. Hiç bir takma ad ise bir oyuncuya bu kadar yakışmamıştı. Kuzeyin Kralı... Çok havalı ve çok doğru değil mi? Atıyor, attırıyor. Ben sadece gol atarım bölgemde beklerim demiyor. Rakibe bir anda baskı yaparak hata yapmasını sağlıyor. Her zaman oyunun içinde kalma isteği ile bir profesyonellik dersi veriyor. Krallara yakışır şekilde dik duruyor, yıkılmıyor. Kendinden çok emin gol vuruşları yapıyor. Gol sevincini de asilce yaşıyor, yaşattırıyor. Kuşkusuz şuan şampiyonluğa oynayan her kulübün takımında olmasını istediği futbolcudur Sörloth. Bir kralın takımında olmasını kim istemez. Trabzonspor'un bugün liderlik koltuğuna oturmasındaki en büyük etken; skora etki edecek, gol atacak çok oyuncusunun olmasıdır. Yeri geldi Nwakaeme attı, Sosa, Sturidge attı. Yeri geldi Ekuban, Novak attı, A.Parmak attı. Yeri geldi Yusuf Sarı da attı. Ne büyük bir nimet. Sadece golcünden beklemiyorsun. İyi bir takımda böyle değil midir? Şuraya geleceğim. Bu özellik kaybolursa Trabzonspor ne kaybeder? Gol sorumluluğu ve beklentisi sadece Sorlth'a yüklenirse Trabzonspor liderliğini sürdürebilir mi? Sörloth, tek başına takımının gol sıkıntısını halledebileceği güvenini verse de diğer aktörlerinde sahneye çıkması şampiyonluğa giden bir takım için elzem özelliktir. En kötü senaryo düşünülürse Sörloth’un golsüz bitireceği bir maç ile üzerindeki baskı arttıracaktır. Golsüz geçen maç sayısı ya iki olursa?Oluşacak baskı da artacaktır. "Olmaz kral hep atar" diyenleri duyuyorum ama futbol bu sürprizlere açık bir oyun. Gol atabilecek diğer oyuncuların gol yollarında daha aç ve daha istekli olması lazım. Yoksa bir gün Hüseyin Hoca’nın sahaya yolladığı notlardan birine: ‘Sörloth daha ne yapsın biraz da siz gol atın’ notunu düşebilir.

Seymen Aydın