Ceza kağıt üstünde
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç, İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakılmasına tepki gösterdi. Kur'an yakmanın ifade özgürlüğü olmadığını vurgulayan Kılıç, “Nefret söylemi boyutunun da ötesine geçerek nefret suçu oluşturduğunu söyleyebiliriz” dedi. Geçen yıl BM Genel Kurulu tarafından 15 Mart'ın “Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü” kabul edildiğini belirten Kılıç, buna rağmen İslam düşmanlığıyla mücadelenin yeterli olmadığını vurguladı.
İSVEÇ’TE SUÇ AMA
Birçok hak ve özgürlük gibi ifade özgürlüğünün de mutlak ve sınırsız bir özgürlük içermediğine dikkat çeken Kılıç, “AİHM içtihatları olmak üzere ele alınan davalarda bu tür söylemler ifade özgürlüğü kapsamı dışında tutulmaktadır. AİHS 10. maddede düzenlenen ifade özgürlüğü mutlak bir hak değildir” dedi. İsveç'te nefret suçuyla ilgili kapsamlı bir mevzuat bulunduğu bilgisini veren Kılıç, “İsveç Ceza Kanunu’nda bir grubun ırk, din, etnik köken gibi değerlerine yönelik tehdit ve küçük düşürücü ifadeler kullanması suç olarak kabul edilmiştir” diye konuştu. Prof. Kılıç, Kur'an yakılan İsveç'teki ceza kanunları hakkında şu bilgileri verdi: “Mukayeseli hukukta din ve vicdan hürriyetinin koruma altına alınabilmesi için din suçları kanunlarda düzenlenmiştir. Din suçları, İsveç Ceza Kanunu’nda 'kamu düzeni aleyhinde işlenen suçlar' arasında sayılmıştır. Düzenlemelere rağmen İsveç’te 2018 yılında 562 İslamofobik nefret suçu tespit edilmiştir. Nitekim 2019 yılında İsveç Ulusal Suç Önleme Konseyi İslamofobik nefret suçları konusunda özel bir çalışma yürütmek üzere görevlendirilmiştir.”
AB Komisyonu: İsveç adım atmalı
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu sözcülerinden Johannes Bahrke, İsveç’teki aşağılık eylemle ilgili soruyu yanıtladı. Bu tür eylemlerin, AB’nin üzerine kurulu olduğu değerlerle uyumlu olmadığını belirten Bahrke, Kur’an yakılmasıyla ilgili İsveç makamlarının adım atması gerektiğini vurguladı: “Daha önce de defalarca dediğimiz gibi ırkçılık, yabancı düşmanlığı, ırk ve din temelli nefretin AB’de yeri yok. Bu, İsveç makamlarının ilgilenmesi, onların adım atması gereken bir konu.”