Fatih Erbakan tvnet yayınına misafir oldu: Yedili Masa'nın Türkiye'yi getirmesi muhtemel olan noktaya fırsat vermek istemedik
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, tvnet'te yayınlanan özel röportaj programında açıklamalarda bulundu.
Erbakan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bir fayda etmekten önce bir felaketten kurtulmak daha önceliklidir. Biz bu düşünceyle hareket ettik. Yedili Masa'nın Türkiye'yi getirmesi muhtemel olan noktaya fırsat vermek istemedik. Bizim yıllardır ekonomide, eğitimde, dış politikada, sosyal politikalar alanındaki söylemlerimiz AK Parti ile yapılan bir mutabakatta imza altına alındı. Böylece İttifakın içinde yer aldık. İnşallah hayırlı olur.
Aslında bilinçli olduğunu düşündüğümüz seçmenlerde bile bir kafa karışıklığı var. Yüzde yediyi geçmemiz gerektiğini düşünüyorlar. İttifak içinde olduğumuz için Yeniden Refah Partisi de barajı geçmiş sayılıyor. İkinci bölgeden adayım ve o bölgeden 80-85 bin civarında bir oy alınması yetiyor. İstanbul'da yüzde üç ile milletvekili seçilmek mümkün. 14 Mayıs'ta inşallah biz de hayırlısıyla seçiliriz.
Bizim fiili olarak hükümetin içinde yer almak gibi bir durumumuz söz konusu değil
Mutabakat metnimizde ekonomiyle ilgili konular var. Sol görüşlü basın mensupları bunları cımbızla çeker gibi çarpıtarak yansıttılar. Kadınlarla ilgili konuları çarpıttılar. Cumhurbaşkanımızın kadınlara bakışı zaten ortada. Kadına şiddetin kötü olmadığını bir siyasi parti savunabilir mi? Bunu maalesef çarpıttılar ve Cumhur İttifakını yıpratmak istediler. Bizim mutabakat metnimizde ekonomiyle ilgili konular var. Ekonomiyle ilgili milli görüş olarak söylediğimiz şey faiz belasından kurtulmak. Faiz belasından kurtulmak için borçlanmadan kurtulmak lazım. Ondan kurtulmak için de denk bütçeyi yapmamız lazım. İlave borçlanmadan ve israftan kaçılsın. Zamla vergiyle değil, milli kaynak paketlerimizi harekete geçirerek kaynak üretelim. Bununla da dar gelirliye kaynak aktaralım. Çiftçiye köylüye tarım üretimiyle ilgili destek verelim diyoruz. Milli eğitim müfredatının milli ve manevi değerlere uyumlu hale getirilmesini söylüyoruz. Biz ahiret öncelikli nesil yetiştirilsin diyoruz buna bile tepki gösteriyorlar. 30 sene önce rahmetli Erbakan Hoca ile ilgili atılan başlıkları hatırlatıyorlar bize.
Bizim fiili olarak hükümetin içinde yer almak gibi bir durumumuz söz konusu değil. Bizim derdimiz mutabakat metninde milletin faydasına olan adımlar atılsın ve bizde buna vesile olalım. Yerli, milli ve yapıcı bir muhalefet mecliste olsun. Şu anda meclisteki muhalefet bu özelliklerden uzak. Bunların derdi yıkmak. Bu iktidar ne yaparsa yapsın karşı çıkalım diyorlar. İyi niyetle yapılan bir muhalefet olunca söylediği sözün bir kıymeti de olmuyor. Biz milletin derdine derman olunsun diyoruz. Böyle bir muhalefetin hükümete de faydası olacağına inanıyoruz. Hayra vesile olan şerre fren olan bir anlayışı meclise taşımak istiyoruz.
Milletimizin takdiri bizim kabulümüz olacak. Milletimiz Milli Görüş'ün hizmetlerini çok iyi biliyor. Büyük bir teveccüh gösteriyorlar. İnşallah 14 Mayıs'ta güzel haberler alacağız.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi maalesef LGBT propagandası yapıyorlar. İnsan hakları diyorlar. Ama bu aynı insanlar 28 Şubat'ta başörtüsüyle ilgili ne insan hakkı dediler ne özgürlük dediler. İki yüzlülük burada ortaya çıkıyor. LGBT karşıtı bir miting yapıldı daha bir saat geçmeden HDP açıklama yaptı, LGBT'ye karşı olmak insanlık suçudur diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, LGBT Türk aile yapısına niye zarar versin diyor. İBB Başkanı İmamoğlu eşcinsel evliliklerle ilgili çok doğal ama tolum buna henüz değil diyor. Ahlakı çökerken ve nüfusu azaltmak için yapılan bir durum, bu aslında küreselcilerin amaçlarından biri bu.
CHP'nin Bursa Nilüfer belediyesi LGBT merkezi açıyor. 70 senelik zihniyette değişiklik yok. Aynı CHP aynı zihniyet, ne kadar makyaj yapsa da değişmiyor. Ayrıyeten bir aday olarak seçime girersek vebal olur diye düşündük.
Seçim ilk turda biter mi?
Bizim gördüğümüz aslında İlk turda da bitebileceği yönünde. Cumhur İttifakının lehinde. Tabii burada çeşitli sebepler var. Bir defa Yedili Masa'ya PKK'nın her geçen gün artan bir desteği. Toplumu tabii onların aleyhine çeviriyor. FETÖ'nün önde gelen isimleri sürekli destek halinde. Bu da gene onların dezavantajına olan bir olay. 8 başlı bir yönetim sistemine geçme durumu söz konusu değildir. 7 kişiyi Cumhurbaşkanı adayı gösteriyorsun yani mevcut sisteme devam edeceksiniz, etmeyecekseniz parlamenter sisteme geçecekse bu kadar cumhurbaşkanı yardımcısı adayı nereden çıkıyor. Geçebilecek misin edemeyecek misin? Referanduma mı gidecek referandumda ne olacak? Bütün bunlar tabii bir karmaşa ve kaos yani. Ekonomik sıkıntılardan tabi gündeme Getiriyorlar enflasyon var işsizlik var ekonomik sıkıntılar var yani CHP zihniyetinin Türkiye'de iktidar olduğu herhangi bir dönemde ekonominin düzeldiği hiçbir zaman görülmüş mü? Hiçbir zaman görülmemiş. Kıtlık demek ekonomik kriz demek bereketsizlik demek. Şimdi de gene ne yapacaksın dendiğinde Londra'dan 300 milyar dolar borç getireceğim diyor. Biz zaten borçtan kurtulmaya çalışıyoruz. Londra'dan Amerika'dan 100 milyar dolar 300 milyar dolar babasının hayrına gelecek bir para değil. Danışmanlarının dünya nüfusunu azaltmamız lazım diye açıklamaları var makaleleri var. Rifkin zaten ahım şahım biri olsa yönettiği banka batmazdı. Bunlardan hayır bekleyerek medet umarak ekonomi düzeltmeleri mümkün değil. Belediyelerinde yaptıkları ortada İstanbul Büyükşehir Belediyesi verdiği hizmetleri zam yaparak millete yüklüyorlar. %300 neredeyse zam yaptılar ulaşıma. Demek ki borç faiz ve zam ekonomisini uyguluyorsun. Geçmişte 50 sene boyunca ne zaman iktidar olduysan ekonomiyi batırmışsın şimdi de ekonomiyi düze çıkarması mümkün değil. E diğer taraftan inanç özgürlüğü alanındaki kazanımlarımızı kaybediyoruz. Ayasofya'yı müze yapıyorsun zorunlu din dersini kaldıracağım. Okul öncesi çocuklara Kur'an öğretilir mi Diyanet İşleri başkanlığını ya kapatacağım. O zaman ne anladık bu işten yani ekonomiye de bir faydan yok bir de kazanımlarımızı kaybedeceğiz. Bir de 8 başlı ne olduğu belli olmayan bir sisteme götüreceksin. Bunlar tabii toplum üzerinde etkili. Bunların dışında tabii söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu sözünü de olduğu gibi söyle bana destekçini söyleyeyim sana kim olduğunu yani. PKK'nın yöneticileri Cemil Bayık, Duran Kalkan her gün adeta seçim kampanyası yapar gibi isim vererek adres göstererek 7'li masayı destekliyorlar. Ve tabii ki LGBT'leri dış güçlerin önde gelen yayın organları işte Ekonomist dergisi Avrupa'da yayınlanan dergiler falan. PKK'nın bu kadar açıktan izin vererek destek olması için ne yapıldı ne konuşuldu yani şimdi insan kendi partisine ancak bu kadar destek verir adeta seçim kampanyası yapıyor.
Yedili Masa terör örgütlerine meşruiyet mi hedefliyor?
Yani Babacan PYD ile YPG'ye tam terör örgütü diyemiyor 'onları Amerika terör örgütü olarak tanımlamıyor' diyor. Tabii kendisi de batıya bağımlı olduğu için o tanımlamıyorsa ben de diyemem diye herhalde düşünüyor. PKK'yı artık söylemişler diye ama PYD'yle YPG söyleyemiyorum. Bunlar tabii vahim durumlar işte HDP'nin milletvekili adayları 'Yedili Masa iktidar olursa cezaevinde tutsak arkadaşlarımız özgürlüğüne kavuşacak' diyorlar. Arkadaşlarımız dediği PKK'lı teröristler büyük ölçüde Abdullah Öcalan. CHP'nin 11 maddelik tutum belgesinin maddelerinden bir tanesi daha fazla demokrasi ve özgürlük için yerinden yönetime geçeceğiz yerelden yönetime geçeceğiz. Yani bu Selahattin Demirtaş'ın söylediği eyalet sistemi özellikle. Allah vermesin sonradan Türkiye'nin önünün parçalanması demektir. Bunlar tabii son derece tehlikeli olaylar. Bundan dolayı tabii biz bunlara mani olalım fırsat vermeyelim diye de Cumhur ittifakındayız. Milletimizin de çok önemli bir çoğunluğu bu olayları görünce tabi Yedili Masaya destek vermiyor. Yani sadece inançlı dindar bir insan olmak şart değil veya milli görüşte olması şart değil vatansever samimi bir Atatürkçü insan, vatansever samimi ama seküler bir insan da olabilir. Vatanını seven bir insan bu PKK ile olan ilişkiyi, Türkiye'nin bölünme tehlikesi, bu PKK'lı teröristlerin özgürlüğüne kavuşması gibi konuları kabul etmez. Gerçekten de onların da tabii desteğini çekeceğini veya çektiğini düşünüyoruz.
Dış basında 14 Mayıs seçimleri
Sadrazam Ali Paşa önemli bir karar alacağı zaman Rus sefirini çağırıp onun söylediğinin tersini yaparmış. Bu dış güçler, FETÖ, LGBT lobileri vb. bunlar hep bize Sadrazam Ali Paşa örneğini hatırlatıyor.
Seçim sonuçlarının herhangi bir toplumsal olaya sebebiyet vereceğini düşünmüyorum.
Bir ülkenin güçlü olabilmesi için güçlü bir savunma sanayine sahip olması lazım. Savunma sanayinin yüzde 20'den yerli ve millilik oranı yüzde 80'e geldi. Bunların sekteye uğraması 30 yıl geriye gitmemiz demek. Bunların sekteye uğramaması son derece önemli.
Seçim öncesi provokasyonlar
Şiddeti siyasetle asla bağdaştıramayız. Siyasi bir rekabetin ve centilmence bir rekabetin olması lazım. Olayın araştırılması lazım. İmamoğlu'nun mağduriyet oluşturma algısı oldu. Şiddete tabii ki karşıyız. Ama bir provokasyon varsa arkasındaki isimlerin ortaya çıkarılması önemli. İnşallah bundan sonra da böyle bir olay yaşanmaz ve barış ve huzur içinde bir seçim süreci yaşanır.
Kaliteli eğitim ve dünya standartlarında bir eğitim vadediyoruz. İstihdam imkanlarını genişletmeyi de sağlamayı hedefliyoruz. Gençlerimizle ilgili sorunların birçoğunun çözülmesini hedefliyoruz.
Bu kadar balon gibi şişirilmeye rağmen 1'in altında oy oranı görünce hemen ittifaka girdiler. CHP ile olan ittifaklarının altına kaç kişi oy verecek böyle bir soru da var. Sayın Davutoğlu kendi halamı bile ikna edemiyorum diyor. Bu sadece bir örnek bunun gibi yüz binlerce örnek var. Ben orada Yeniden Refah Partisi'ni çok avantajlı görüyorum. Geçmişte özellikle 28 Şubat'ta insanları mağdur ettiler.
İstanbul Sözleşmesi'nin aile kavramını çökerttiğini Ermenistan, Bulgaristan, Macaristan, Rusya da dile getirdi. Bu sözleşmenin aynı zamanda kadını korumadığı da ortada. Aileyi tehdit ediyor yuvanın yıkılmasına yol açıyor. Kadını koruyayım derken onu da koruyamıyorsun aslında.
Ahiret öncelikli olan bir nesil yetiştirilirse bu şiddetin önüne geçilir. Alkolden uyuşturucudan kurtulunursa bu şiddetin önüne geçilir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin en yoğun uygulandığı bölge İskandinav ülkeleri. Ama kadınlara tecavüz oranları Avrupa'nın çok önünde.
Milletimiz aslına rücu etti büyük ölçüde Rahmetli Erbakan Hocamızın deyişiyle. Gerici dedikleri insanların İHA'ları SİHA'ları yapması, gerici dedikleri Erbakan Hoca'mızın 76'da ASELSAN'ı kurması. Altay tankını yapması. Bunlar görülünce Taliban söylemlerinin bir önemi yok. Aksine Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi kendilerinin bir eseri yok. Sanayileşmeye yönelik istihdama yönelik bir adımları yok. 89-94 arası bütün belediyeler sizindi orada da çöp çamur çukur borç bataklığındaydı. Orada da insanlar koşa koşa kendilerini Refah Partisine teslim etti.
Erbakan Hocamızın bu yedili masaya destek olması mümkün olmazdı. Erbakan Hocamızın adil düzenin en güzel örneğini ortaya koydu. Montaj değil ağır sanayi dedi 66-67'de en büyük sanayileşme ve kalkınma hamlesini yaptı. İslam Birliği dedi D8'i kurdu D60'ı hedefledi. Milli Görüş demek konuştuğunu yapmak demektir.