Sporun 'hastası' olmayın!
Sporun her türlüsü insanı rahatlatıcı bir etkiye sahip. Lakin türlü sebeplerle sabah akşam spor yapmak, bağımlılığa da dönüşebilir. Spor birçok hastalığı önlerken, bu bağımlılık sağlam adamı hasta da edebilir.
Her gün biraz yürümek hangimize iyi gelmez? Çok hareketli bir toplum olmadığımızdan, obezlik başta olmak üzere birçok hastalığa yakalanmamak için dört bir yandan spor yapmaya teşvik ediliyoruz. Elhak, düzenli yürüyüş, birkaç ısınma hareketi ve nefes egzersizi bile hayat kalitemizi bir tık artırıyor, iyi hissetmemizi sağlıyor. Genel durumumuz rehavetken, sabah koşusunun ardından tenise, oradan yüzmeye, akşama fitness'a giderek durmaksızın spor yapan bir kitle de var. Belki başlarda sağlıklı yaşam için kazanılan bu alışkanlık, zamanla spor salonlarında vücudunu fit tutma amacına kilitlenebiliyor. Ve ortaya bir tür bağımlılık çıkıyor: ‘Bigorexia', yani spor bağımlılığı.
Spor bağımlılığı, aslında mükemmel vücut takıntısının bir sonucu. Beğenilmeme korkusuyla ideal ölçülere ulaşıp orada kalmaya çalışan kişiler, sporun dozunu biraz abartarak bedenlerini daha hızlı yıpratıyor. Erkeklerde kas yapma ihtiyacından zararlı protein tozlarıyla beslenmenin, kadınlarda ise incelmek için yediğini kusacak hale gelmenin yaygın olduğunu biliyoruz. Yine bunlar gibi, spor yapmayı da bir hırsa dönüştürenler, bu hastalığın kapsama alanına giriyor. Klinik Plates Eğitmeni Ayça Kaşıkçı, bigoreksiklerin, uzmanların önermediği dozda ve yöntemlerle spor yaparak hayatlarında birçok sorunla karşılaşabileceklerine dikkat çekiyor: “Bigoreksik bireyler hipertansiyon, kalp ritim bozukluğu, kalp kası hastalıkları, osteoporoz, kemiklerde çabuk kırılma, sindirim bozukluğu rahatsızlıkları, kadınlarda düzensiz adet kesilmeleri ve anemi gibi önemli sağlık problemleriyle karşılaşabilir.” Bunların yanı sıra eklemlerin ve hormonların gereğinden fazla çalışması bedenin daha hızlı yıpranmasına, dolayısıyla yaşlanmasına neden oluyor. Sakatlanmalar da ihtimal dâhilinde. Bu yüzden herkesin yaşına, vücut tipine ve beslenmesine göre hazırlanmış, haftaya yayılmış, dengeli ve düzenli bir spor yapma alışkanlığı edinmesi gerekiyor.
Sporun ardından salgılanan rahatlatıcı hormonlara dikkat!
Spor bağımlıları, yukarıda saydığımız hastalıklara yakalanma riskiyle birlikte, fazlaca salgıladıkları hormonların zararlarına da maruz kalabilir. Sporun ardından vücutta seratonin, endorfin ve testesteron hormonlarının aslında normal şartlarda rahatlatıcı bir etkisi var. Bunlar sayesinde kişiler yaptıkları egzersizlerle tatlı bir yorgunluğa düşüp mutlu oluyor. Bu mutluluk, rahatlık bir dahaki spor zamanı için de motivasyon oluyor. Ancak Ayça Kaşıkçı, gereğinden fazla salgılanan bu hormonların, tıpkı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi, uzun dönemde vücutta ciddi zararlara yol açabileceğini söylüyor. Aşırı spor yapan kişiler, mükemmel görünme takıntısını da aşarak artık seratoninin, endorfinin bağımlısı olup bu hormon düzeyini vücutlarında sabit tutmak istiyor. Adrenalin bağımlılarının heyecanın sürekli daha tehlikelisini arayışları gibi, bigoreksiklerde de daimi bir tatminsizlik hali hâsıl oluyor. Daha çok ve düzenli hormon salgılama isteği, kişilerin kendilerini sporun bir kolunu bitirip başka kolunda bulmasına yol açıyor.
h.cetinkaya@zaman.com.tr